29 Mayıs 2011 Pazar


Sevildiğini hisseden yada sevilebilme umudunu henüz yitirmemiş insan,sağlam bir kişiliği,güçlü bir duruşu varsa hele,yaşamına asla son vermez,veremez.
Dünyayla arasındaki maddesel ve ruhsal tüm bağları kopmuş fanilerin (er ya da dişi farketmez)kişisel tercihidir intihar.
Seçilmiş bir ölüm şeklidir.Engellenmesi güç,hatta olanaksızdır.Kol...ay değildir cana kıymak.O can,kendi canınsa eğer,daha çok çatallaşır işler.Enine boyuna ölçer tartarsın içinde bulunduğun şartları.Ortasında debelendiğin kısırdöngünün geçit verebilecek zayıf halkasını kollarsın.
Kararlısındır belki,zerrece yalpalamadan becerir,bitiriverirsin işini.Acımasız bir can alıcı gibi.Belki de vazgeçmeye dünden razısındır.Hayatta kalmanı sağlayacak,koparıp attığın yada birilerinin lime lime ettiği dirim kırıntılarını toplayıp bütünlemeyi denersin umarsızca.
Keşke çıkar bir yol olsabilse.Ya da kararından caydıracak birileri...
Hastadır ruhun,benliğinse ağır yaralı.Sağlıklı düşünemezsin o anda.Sarp kayalıklarla çevrili dar bir geçitte kısılıp kalmış bedenin her kıpırdanışında,katran karası taşların soğuk,keskin yüzlerine değip örselenmişçesine acıdan acıya savrulup durursun.
İki kapıdan hangisine uzanacağını bilemezsin.Buhranlı,hezeyanlı,dizginlemesi güç bir kriz sürecidir yaşadığın.
Bir atlatabilsen.Yepyeni umutlarla eskisinden de sıkı tutunabilirsin yaşama.Denizin, maviliğini yitirdiği ölüm kokan derinliklerine bile isteye dalmış,vurgun yemiş,ama mucizevi bir kurtuluş yada kurtarılışla sağ salim yüzeye çıkmayı başarabilmiş,rekor denemesi yapan dalgıçlar gibi.''Nerde kalmıştık'' diyebilirsin.Yeter ki, geriye dönüp baktığında,sana yaşama bağlayacak incecik bir pamuk ipliği kalmış olsun...Canan Tan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder